top of page

Evlilikte Mal Rejimi Sözleşmesi ve Mal Varlığı Paylaşımı

  • Av. İrem Erdoğan
  • 17 May
  • 4 dakikada okunur

Bir kadın ve bir erkek masada sözleşme imzalıyorlar

Evlilik birliği içerisinde alınan ev, araba veya herhangi bir mal boşanma halinde diğer eşe kalır mı?


Türk Medeni Kanunu’na göre eşler, evlilik süresince mal varlıklarını, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine göre yönetirler. Bu mal rejimi, evlilik süresince edinilen malların, boşanma halinde eşler arasında yarı oranda paylaştırılması anlamına gelmektedir.


Bazen evlilik devam ederken taraflar, “kendi paramla ev aldım, boşanma halinde ev kime kalır?”, “evin tapusu bende olursa eşim evden pay alabilir mi?”, “eşimin evden pay almaması için ne yapabilirim?” gibi soruların cevaplarını merak etmektedir.


Belirtmek gerekir ki evlilik birliği içerisinde taraflardan birinin kişisel malı ile almış olduğu ev, araba veyahut başka herhangi bir mal, boşanma halinde eşler arasında paylaştırılmayacaktır. Ancak burada “kişisel mal” teriminden ne anlaşılması gerektiği irdelenmelidir.



Kişisel mallar nelerdir?


Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre kişisel mallar şunlardır;

  1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya (kıyafet, makyaj malzemesi, takı, aksesuar, cep telefonu, bakım eşyaları vb.)

  2. Evlilikten önce edinilen mallar,

  3. Evlilik öncesinde veya sonrasında eşlerden birine miras, bağışlama vb. karşılıksız kazanma yoluyla intikal eden mallar,

  4. Manevi tazminat alacakları,

  5. Kişisel mallar yerine geçen değerler, (örneğin evlilik öncesinde eşlerden birine ait olan arabanın evlilik devam ederken satılması ve arabanın parası ile ev alınması durumunda ev de kişisel mal sayılacaktır)



Edinilmiş mallar nelerdir?


Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesine göre edinilmiş mallar şunlardır;

  1. Her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri,

  2. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,

  3. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,

  4. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,

  5. Kişisel mallarının gelirleri,

  6. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.


Örneğin; eşlerin maaşları, primleri, ikramiyeleri, esnaf ya da işletme gelirleri, evlilik sırasında kişisel para ile alınmayan ev, araba, arsa gibi mallar, ortak para ile alınan eşyalar, bankada biriken mevduat, evlilik süresinde alınan senetler, bireysel emeklilik hesabındaki birikim, evlilik süresince edinilen kripto paralar, kişisel para ile alınan ev, araba, arsa vb. malların (kira) gelirleri (eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler), destekten yoksun kalma tazminatı vb.


Şayet eşler evlenmeden önce mal rejimi seçmemiş ise yasal olarak edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar. Bu durumda, “evlilik birliği içerisinde alınan ev, araba veya herhangi bir mal boşanma halinde diğer eşe kalır mı?” sorusunun cevabı, eşlerin edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu ve aksini kararlaştırmadıkları durumda, evlilik birliği içerisinde alınan ev, araba veya herhangi bir maldan, boşanma halinde diğer eş de pay alabilecektir.



Evlilik süresince alınan evin veya herhangi bir malın diğer eşe kalmaması için ne yapılmalı?


“Eşimle sadece ev için sözleşme yapabilir miyiz?”, “Mal rejimi sözleşmesi sadece bir ev için yapılabilir mi?”, “Eşimin evden pay alamaması için sözleşme yapabilir miyiz?” gibi sorular merak edilmektedir.


Evlilik sırasında edinilen mallar üzerinde diğer eşin hak iddia edememesi için eşler arasında mal rejimi sözleşmesi yapılmalıdır. Bu sözleşme, mal rejiminin tamamen değiştirilmesi anlamına gelebildiği gibi yalnızca bir mala ilişkin de yapılabilecektir.


Eşler, mal rejimini tamamen değiştirmek istemiyor ise yalnız bir ev, arsa, araba vb. herhangi bir mal açısından da sözleşme yapılabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır.  

TMK’nın 221. maddesine göre eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.


Madde hükmünden de anlaşılabileceği üzere eşlerin, örneğin yalnız bir evin eşlerden birinin kişisel malı olacağına ilişkin mal rejimi sözleşmesi yapabilmesi için bu evin, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle edinilmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla bu madde hükmünden anlaşılması gereken; bir mesleğin icrası veya bir işletmenin faaliyetinden doğan edinilmiş mallar dışındaki edinilmiş malların, eşlerden birinin kişisel malı olarak kararlaştırılamayacağıdır.


Bir mesleğin icrası veya bir işletmenin faaliyeti sebebiyle edinilmiş olmayan edinilmiş mallara örnek neler verilebilir? Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinde sayılan edinilmiş mallara göre eşler;

  1. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin,

  2. Her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerlerinin,

  3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatların,

  4. Edinilmiş malların yerine geçen değerlerin,

mal rejimi sözleşmesi yaparak kişisel mal sayılacağını kabul edemezler. Zira bu saymış olduğumuz malvarlığı değerleri, bir mesleğin icrasından veya işletmenin faaliyetinden doğmamıştır.

 

Peki, “Kişisel malların gelirleri kişisel mal olarak kararlaştırılabilir mi?”

 

Evet. Kişisel malların gelirleri her ne kadar TMK m. 219’da edinilmiş mal olarak düzenlenmişse de Kanun, eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile bu kişisel malların gelirlerinin de eşlerden birinin kişisel malı olarak kararlaştırılmasına cevaz vermiştir.


 

Birlikte biriktirilen parayla alınan ev kişisel mal sayılabilir mi?


“Ortak birikimle alınan ev eşlerden birinin olabilir mi?”, “Eşimle evin bana ait olması için sözleşme yapabilir miyiz?” Bu soruların cevabını yukarıda detaylıca incelemiştik. Buna göre; tarafların birlikte biriktirerek almış oldukları evin kişisel mal sayılabilmesi için evin alınması için biriktirilen paranın bir mesleğin icrasından veya işletmenin faaliyetinden doğan para ile birikmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde örneğin destekten yoksun kalma tazminatından veya sosyal yardım kuruluşundan gelen paraların biriktirilmesi ile ev alınmış ise mal rejimi sözleşmesi ile bu evin kişisel mal sayılması kararlaştırılamaz.



Mal rejimi sözleşmesi nasıl yapılır?


“Ev için yapılan sözleşme notersiz geçerli mi?”, “Mal rejimi sözleşmesi noterde yapılmadan geçerli olur mu?”, “Mal paylaşımıyla ilgili sözleşme geçerli midir?”


Mal rejimi sözleşmesi, noter huzurunda yapılmadıkça geçerli olmaz. Bu durumda tarafların kendi aralarında yapacakları mal rejimi sözleşmeleri geçersiz olup Türk Medeni Kanunu’nun 205. maddesi uyarınca mal rejimi sözleşmesinin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması geçerlilik şartıdır.   



Alacaklılar mal rejimi sözleşmesinden etkilenir mi?


“Evi eşime devredersem üzerine haciz konulabilir mi?”, “Ev benim üzerime ama eşim borçlu, mal kaçırmak sayılır mı?”, “Alacaklılar eşin üzerine geçirilen evi alabilir mi?” veya “Alacaklı olduğum bir davada mal rejimi sözleşmesinin iptalini isteyebilir miyim?”


Eşler arasında yapılan mal rejimi sözleşmesinin alacaklılar bakımından sonuç doğurması için bazı şartların mevcut olması gerekmektedir.


Bu mal rejimi sözleşmesi, üçüncü kişileri aldatmak, mal kaçırmak veya zarara uğratmak amacıyla yapılmışsa bu durum muvazaa (danışıklı işlem) teşkil edebilir ve alacaklılar bu işlemin iptalini talep edebilir.


Bu durumda;

  • Eşlerin mal rejimi sözleşmesini alacağın doğumundan sonra yapması,

  • Borçlu eşin malvarlığının büyük oranda azalması,

  • Aslında edinilmiş olan bir malın sırf alacaklılardan kaçınılması amacıyla kişisel mal olarak gösterilmesi,

gibi hallerde alacaklılar, somut olayın niteliğine göre muvazaa davası veya tasarrufun iptali davası açarak eşler arasındaki sözleşmenin iptalini isteyebilirler.

 

Mal rejimi sözleşmeleri ve malın niteliğiyle ilgili değerlendirmeler, her somut olayın kendi özellikleri çerçevesinde yapılmalı; Yargıtay içtihatları ve doktrin dikkate alınmalıdır. Bu sebeple bu konuda mutlaka bir avukat desteği alınmasını tavsiye ederiz.

Comments


Telefon:

E-mail:

Adres: 

+90 553 727 83 28 / 0 258 241 71 47

av.ayseguliremerdogan@gmail.com

Sırakapılar Mah. Saltak Cad. Terzioğlu İş Hanı

No: 46 Kat: 1 D: 1 Merkezefendi/Denizli

Aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz:

Tüm hakları saklıdır. 2023

Avukat İrem Erdoğan Hukuk & Danışmanlık

bottom of page